ÖZETLE ;
2019 yılında Avrupa Birliği tarafından hazırlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2050 yılına kadar AB’yi net sera gazı emisyonlarının olmadığı ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştırıldığı modern, kaynak açısından verimli ve rekabetçi bir ekonomiye sahip adil ve müreffeh bir topluma dönüştürmeyi amaçlayan yeni bir büyüme stratejisi olarak tanımlanmaktadır.
Bu büyüme stratejisinin yanında AB, iklim ve çevre ile ilgili zorluklarla mücadele konusunda kararlılığını ortaya koymakta ve vatandaşlarını çevre kaynaklı risk ve etkilerden korumayı hedeflemektedir.
AB’nin çevresel hedefine, Avrupa’nın tek başına hareket ederek ulaşmasının mümkün olmadığı mutabakat metninde açıkça ifade edilerek, İklim değişikliğinin ve biyolojik çeşitlilik kaybının itici güçlerinin küresel olduğu ve AB sınırları ile sınırlandırılamayacağı belirtilmiştir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın başarıya ulaşması için özellikle tanımlanan en önemli unsur aktif halk katılımıdır. Bu nedenle Ulusal, bölgesel ve yerel yönetimlerin, STK'ların ve tüm sektörlerin aynı vizyon ile hareket etmesi gerektiği belirtilmektedir.
AB, önümüzdeki 10 yılda sera gazı emisyon azaltım hedefini 1990 seviyelerine kıyasla %50'ye çıkarmak üzere daha etkili iklim eylemleri gerçekleştirmeyi planlamaktadır. AB, mutabakat kapsamında, bu hedeflerine ulaşmak üzere politika araçlarını gözden geçirme ve gerektiğinde revize etme kararı almıştır. Bu politika reformları ile ekonomik sistem genelinde etkili karbon fiyatlandırmasının sağlanması hedeflenmektedir.
Ülkemizde Ulusal İklim Değişikliği Eylem ve Uyum planlarımız dahilinde bir çok proje hayata geçirilmektedir. Avrupa Birliği'nin yeni "Yeşil Mutabakat" stratejisi ile uyumlu hareket etmek, ülkemiz için şimdiye kadar yapılan projeleri daha ileri götürmek için bir fırsat oluşturacaktır. Ayrıca, ülkemizin ihracat potansiyeli düşünüldüğünde, yeni AB stratejisine uyum sağlamak zorunlu hale gelecektir.
DETAY İÇİN
Yeşil Düşünce Derneği tarafından Türkçe çevirisi yapılan Mutabakatın tam metni buradan incelenebilir.